Hiloterapi diğer adıyla soğuk terapisi. Hiloterapi tedavisi ağrıları azaltmada son yıllarda çok tercih edilen bir tedavi türüdür. Hiloterapi tedavisi, vücuda uygulanan cerrahi bir müdahale, yaralanma ve kronik rahatsızlıklar sonrasında doğabilecek şişme, hematom, iç kanama, ödem, ateş, migren, çıkık, kas yırtıkları, burkulma ve inflamasyonlardan sonra iyileşme sürecini hızlandıran, ağrı şiddetinin azaltarak ihtiyaç duyulan ilaç miktarının belirgin oranda düşüren bir tedavidir.
Bu tedavi yönteminde kullanılan cihazın adı hiloterapi cihazıdır. Hiloterapi cihazı manşonlar yardımı ile dokuya temas eder. Vücudun belli bölgelerine göre manşon tasarımları mevcuttur.
Cihaz içinde belirlenmiş soğukluk değerine sahip distile su manşonlara ileterek hedef doku üzerinde işlem yapılmasını sağlar. Dokuların özelliklerine göre hekimin belirlediği soğukluk derecesinde yine hekimin belirlediği süre kadar tedavi uygulanır.
PEKİ BU TEDAVİ DOKULARA NASIL ETKİ EDİYOR?
Normal seyreden bir metabolizmada herhangi bir yaralanma gerçekleştiği zaman o bölgede hücrelerin oksijen ihtiyacı artarken, oksijen temini düşmektedir.
Bu durum sonucunda oksijen açığı meydana gelerek dokuda hasara yol açmaktadır. Hiloterapi yöntemi hedef dokuya belirlenen sıcaklıkta kontrollü bir soğutma işlemi yapar. Soğutma işlemi metabolik faaliyetleri azaltır. Dokuda metabolik faaliyetlerin azalması oksijen ihtiyacını azaltarak denge sağlar.
Etkisini öncelikli olarak cilt ve doku sıcaklığını düşürerek, metabolik olayları, oksijen ve substrat ihtiyacını azaltarak ve vazokonstrüksiyona neden olarak gerçekleştirir. İkincil olarak, ödem eğilimini, hematom oluşumunu, inflamatuvar reaksiyonları ve ağrıyı azaltır. Bunların yanında lenfatik ürün oluşumunu azaltır, venöz basıncı arttırır, kaslarda gevşeme ve sinir iletim hızında azalmaya sebep olur. Dokuda ısının 10°C düşürülmesi metabolizmayı %50 azaltır. Soğuk uygulama, prekapiller arterlerin vazokonstrüksiyonu yoluyla doku perfüzyonunu azaltır ve metabolik reaksiyonların azalmasını sağlar. Kaynaklarda soğuk uygulamasının analjezik etkinliğinden de bahsedilmektedir. Bu sebeple hassas sıcaklık kontrolü yapılması gerekir.
Sıcaklık +10°C derece altına düştüğü zaman dokuda ve lenfatik drenajda bozulmalar meydana gelir. Hiloterapi tedavisinde kullanılan en geleneksel yöntem buz torbasının doku üzerine bekletilmesidir. Günümüzde bu yöntem hala devam etmektedir.
Yaptığım araştırma sonucunda okuduğum bir makalede söz edilen çalışmada 60 hastaya (35 kadın ve 25 erkek) primer rinoplasti uygulanıyor. 30 hasta için 15°C derece hiloterapi yöntemi tercih edilirken diğer 30 hasta için geleneksel tedavi olan buz torbaları ile kriyoterapi uygulanıyor. 7 gün boyunca ortalama ödem ve ekimoz açısından değerlendirdiklerinde hiloterapi uygulanan hastalarda buz paketleri ile tedavi olan hastalara göre daha az ödem ve daha az ekimoz oluşumu görülüyor. Bu durumda buz kullanımının ne kadar ilkel olduğu sonucunu ortaya koyuyor.

Hiloterapinin tıpta kullanım alanları şunlardır;

• Ortopedi/Travmatoloji
• Oral ve Maksillofasyal Cerrahi
• Kulak-Burun-Boğaz
• Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi
• İmplantoloji
• Romatoloji
• Onkoloji
• Damar Cerrahisi ve Mikrocerrahi
• Dermatoloji
• Üroloji
• Spor Hekimliği
• Acil Tıp
• Genel postoperatif yara iyileşmesi
• Fizyoterapi / Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
  Oldukça geniş kulanım alanına sahip bu cihaz gerek maliyeti gerekse boyutları dolayısıyla daha az tercih edilen bir cihaz haline gelmiştir.
  Ben ve ekip arkadaşlarım bu eksiklikleri gidererek çok daha kaliteli bir cihaz ortaya koyabilmek için TÜBİTAK 2209-B proje desteği için başvuruda bulunduk. Şuan bir prototip ortaya koyabilmek için çalışmaya devam ediyoruz.